Çalışma hayatında sıkça karşılaşılan problemlerden biriside işveren ile işçi arasında
kurulan ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri dikkate alınmadan gerçekleştirilmesi ve buna bağlı olarak ödemelerin (ücret) gider makbuzu ile yapılmasıdır.
İş sözleşmesine tabi olması gerekirken çalışanlarla işçi işveren ilişkisi kurulmadan çalışanlara gider makbuzu ile
yapılan ödemeler beraberinde işvereni bir takım risklerle karşı karşıya bırakacaktır.
İş İlişkisi; İş Sözleşmesi Unsurları ve Sigortalılık Başlangıcı
4857 sayılı İş Kanun hükümleri çerçevesinde işçi ile işveren arasında
kurulan ilişki iş ilişkisi olarak tanımlanmakta olup yazılı olarak yapılan iş
sözleşmesi ise, bir tarafın ( işçi ) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın
( işveren ) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan bir sözleşme olarak
karşımıza çıkmaktadır.
İş Hukuku mevzuatında iş sözleşmesinin unsurları şu şekilde ifade
edilebilir;
• Yapılacak bir işin olması,
• Yapılan bu iş karşılığında işi yapana (işçi) maddi bir bedel (ücret)
ödenmesi,
• İşin yapanın işverenin emir ve talimatına uyma (bağımlılık) zorunluluğunun
bulunmasıdır.
İş Kanunu yanında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu Sigortalı Bildirimi ve Tescili başlıklı 8. maddesinde işverenlerin,
4 (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, sigortalılık başlangıç
tarihinden önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle
yükümlü oldukları belirtilmiştir. Belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyen
ilgililer hakkında, 102. madde hükümlerine göre idarî para cezası
uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Gider Pusulası; Vergi Usul Kanunu 234. maddesi gereği gider pusulası; birinci ve ikinci
sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde
olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf
esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia içinde tanzim
edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası
vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmünde bir belgedir.
İş İlişkisi Kurulan Kişiye Gider Pusulası ile Ödeme Yapılmasının
Riskleri; Yukarıda yapılan tanımlar çerçevesinde özünde iş ilişki olan ancak işveren tarafından İş Kanunu ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu hükümlerine göre kurulan ilişkinin iş ilişkisi olduğu dikkate
alınmadan, yaptırılan iş karşılığı ödedikleri ücretleri gider pusulası ile
ödemeleri bazı olumsuz sonuçları ortaya çıkarmaktadır şöyle ki; gider pusulası ile çalıştırılan kişi ile işveren arasında olası
mahkeme durumlarında veya Sosyal Güvenlik Kurumu denetim ve kontrolle
görevli memurlarınca yapılan tespitlerde ya da diğer kamu idarelerinin
denetim elemanlarının kendi mevzuatları gereğince yapacakları
soruşturma, denetim ve incelemelerde 4857 ve 5510 sayılı Kanunlarda
işçi/sigortalılara ilişkin hükümlere uyulmadığının tespiti durumunda uygulanacak
başlıca cezai yaptırımlar iş verenin karşı karşıya kalabileceği risklerdir.
5510 sayılı Kanun yönünden gider pusulası ile çalışan işçinin sigortalı
olması kanaatine varılması durumda;
Sigortalı işe giriş bildirgesinin verilmediğinin mahkeme kararından,
denetimle görevli yetkililerinin tespitlerinden, kamu idareleri ile kanunla
kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden anlaşılması
halinde bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında her bir sigortasız
çalıştırılan kişi için için asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.
Bunun yanında
hizmetleri ve kazançları Sosyal Güvenlik Kurumuna aylık prim ve hizmet
belgesi ile bildirilmediği veya eksik bildirildiği anlaşılan sigortalılara
ilişkin belgenin asıl veya ek nitelikte olup olmadığı, işverence düzenlenip
düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin iki katı tutarında
idari para cezası uygulanır.
Tabi ki gider pusulasında belirtilen bedel ücret olarak dikkate alınacağından bu ücret üzerinden de hesaplanacak olan sigorta primi ve gecikme
zammı ise ayrıca uygulamaya konu edilecektir.
Diğer taraftan, işveren için bu olumsuz durumun tespiti halinde önemli bir maliyet avantajı sağlayan ve uygulamada yüzde beş puanlık
indirim olarak bilenen teşvik ile Sosyal Güvenlik Kurumunca sağlanan diğer tüm teşviklerden; işverenin bir yıl boyunca yararlanamayacağı
ayrı bir risk unsuru olarak işverenin karşısına çıkmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder