Hak arama özgürlüğü Anayasal bir haktır. Nitekim Anayasa’nın
36/1. maddesinde “herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve
savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” hükmü ile bu hak vurgulanmıştır.
Esasen davacı sıfatının usul (yargılama) hukuku açısından
da önem arz ettiğini belirtmekte yarar vardır. Nitekim, dava açabilmek için
dava ve taraf ehliyetine sahip olmak gerekir (HMK, md. 114/d), dava ve
taraf ehliyeti dava şartıdır. Taraf ehliyeti HMK’nın 50. maddesinde, dava
ehliyeti ise 51. maddesinde düzenlenmiştir.
Anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptali davaları kanun veya ana sözleşme hükümlerine ve özellikle de
dürüstlük kuralına aykırılık halinde; karar tarihiden itibaren 3 ay içinde
açılmaları gereken davalardır (TTK, m. 445).
Genel kurul kararlarına
karşı iptal davası açabilecek kişileri yasa koyucunun sınırladığı görülmektedir.
Nitekim 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 446. maddesinde
iptal davası açma hakkına sahip olanlar,
- Pay sahipleri (md. 446/1-a ve
446/1-b),
- Organ olarak yönetim kurulu (446/1-c)
- Yönetim kurulu üyelerinden
her biri (446/1-d)
- Sermaye Piyasası Kanunu’nun 23/1. maddesinde de halka açık anonim şirketlerin söz konusu
olması halinde Sermaye Piyasası Kurulu’na da
iptal davası açma hakkı
tanınmıştır.
Genel kurul kararlarının iptali davasını açabilmek için, öncelikle
bir genel kurul kararının mevcut olması ve bu kararın da kanuna,
ana sözleşmeye veya dürüstlük kuralına aykırı olması gerekir. Kötü niyetli
olarak açılacak bir iptal davası sonucunda, doğan zarardan davacılar sorumlu
olacaktır.
6762 sayılı eski Türk Ticaret Kanunu döneminde anonim
şirketlerde organ olarak denetim kurulu vardı ve denetçiler de iptal
davası açma hakkında sahip idiler. Ancak, yeni kanunda denetçiler şirketin
organı olmaktan çıkartılmış olduğundan dolayı böyle bir davacılık
sıfatı da söz konusu olmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder