21 Haziran 2016 Salı

10 MAJOR REASONS TO INVEST IN TURKEY

1. SUCCESSFUL ECONOMY

Booming economy; more than tripling its GDP, reaching USD 800 billion in 2014, up from USD 231 billion in 2002 (TurkStat)

Stable economic growth with an average annual real GDP growth rate of 4.7 percent between 2002 and 2014 (TurkStat)

Promising economy with a bright future as it is expected to become one of the fastest growing economies among the OECD members during 2014-2016 with an average annual real GDP growth rate of 3.6 percent (OECD, February 2015)

16th largest economy in the world and 6th largest economy compared with the EU in 2013 (GDP at PPP, IMF WEO)

Institutionalized economy fueled by USD 144 billion of FDI in the last decade (CBRT)

A dynamic and mature private sector with USD 158 billion worth of exports and an increase of 250 percent between 2004 and 2014 (TurkStat)

2. POPULATION

   A population of 77.7 million (2014, TurkStat)

   Largest youth population compared with the EU (Eurostat)

   Half the population under the age of 30.7 (2014, TurkStat)

   Young, dynamic, well-educated and multi-cultural population

3. QUALIFIED AND COMPETITIVE LABOR FORCE

Over 29.2 million young, well-educated and motivated professionals (2014, TurkStat)

Increasing labor productivity

Approximately 610,000 students graduate annually from over 183 universities (2012, Student Selection and Placement Center-OSYM)

More than 700,000 high school graduates with around half from vocational and technical high schools (2012, TurkStat)

4. LIBERAL AND REFORMIST INVESTMENT CLIMATE

The second biggest reformer among OECD countries in terms of its restrictions on FDI since 1997 (OECD FDI Regulatory Restrictiveness Index 1997-2012)

Business-friendly environment with average of 6 days to set up a company, while the average in OECD members is more than 11 days (World Bank Doing Business Report 2014)

Highly competitive investment conditions

Strong industrial and service culture

Equal treatment for all investors

Around 41,397 companies with international capital in 2014 (Ministry of Economy)

International arbitration

Guarantee of transfers

5. INFRASTRUCTURE

New and highly developed technological infrastructure in transportation, telecommunications and energy

Well-developed and low-cost sea transport facilities

Railway transport advantage to Central and Eastern Europe

Well-established transportation routes and direct delivery mechanism to most of the EU countries

6. CENTRALLY LOCATED

A natural bridge between both East-West and North-South axes, thus creating an efficient and cost-effective outlet to major markets

Easy access to 1.5 billion customers in Europe, Eurasia, the Middle East and North Africa

Access to multiple markets worth USD 25 trillion of GDP

7. ENERGY CORRIDOR AND TERMINAL OF EUROPE

An important energy terminal and corridor in Europe connecting the East and the West

Located at a close proximity of more than 70 percent of the world’s proven primary energy reserves, while the largest energy consumer, which is
Europe, is located right to the west of Turkey, thus making the country a linchpin in energy transit and an energy terminal in the region

8. LOW TAXES & INCENTIVES

Corporate Income Tax reduced from 33 percent to 20 percent

Tax benefits and incentives in Technology Development Zones, Industrial Zones and Free Zones, including total or partial exemption from Corporate Income Tax, a grant on employer’s social security share, as well as land allocation

R&D and Innovation Support Law

Incentives for strategic investments, large-scale investments and regional investments

9. CUSTOMS UNION WITH THE EU SINCE 1996

Customs Union with the EU since 1996 and Free Trade Agreements (FTA) with 20 countries (Ministry of Economy)

More FTAs underway

Accession negotiations with the EU

10. LARGE DOMESTIC MARKET

39.9 million broadband internet subscribers in 2014, up from 0.1 million in 2002 (ICTA, TurkStat)

71.9 million mobile phone subscribers in 2014, up from 23 million in 2002 (TurkStat)

57 million credit card users in 2014, up from 16 million in 2002 (The Interbank Card Center of Turkey)

166,5 million airline passengers in 2014, up from 33 million in 2002 (TurkStat)

35.9 million international tourist arrivals in 2014, up from 13 million in 2002 (TurkStat)



TÜRKİYE EKONOMİSİ TEMEL MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (2010-2015 YILLARI)

ANNE VE BABALARIN SAHİP OLDUKLARI EV ARSA GİBİ TAŞINMAZLARIN ÇOCUKLARINA KARŞILIKSIZ DEVRİNDE VERGİSEL DURUM

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
Gayrimenkullerinizi çocuklarınıza ve çocuklarınızın eşlerine bedelsiz devredilmesi halinde başka bir deyiş ile hibe veya bağışa ilişkin vergisel ödevlerin yerine getirilerek devir işlemlerinin gerçekleştirilmesi halinde bu satışlar nedeniyle adınıza gelir vergisi kanunu yönünden herhangi bir vergileme yapılması söz konusu olmayacaktır.
VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu, aynı Kanunun 2 nci maddesinin (d) fıkrasında ise ivazsız intikal tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade ettiği belirtilmiştir.
Kanunun 5 inci maddesinde; "Veraset ve İntikal Vergisinin mükellefi, veraset tarikiyle veya ivazsız bir tarzda mal iktisap eden şahıstır" denilerek veraset ve intikal vergisinin mükellefi tarif edilmiştir. 7 nci maddesinde de veraset yoluyla  veya sair suretle ivazsız bir tarzda mal iktisap edenlerin iktisap ettikleri malları bir beyanname ile bildirmeye mecbur oldukları, 9 uncu maddenin 2 nci fıkrasında ise ivazsız intikallerde malların hukuken iktisap edildiği tarihi takip eden bir ay içinde beyanname verileceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, malların veraset yoluyla veya her ne şekilde olursa olsun karşılıksız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabi olup, verginin mükellefi veraset yoluyla veya karşılıksız olarak mal iktisap eden kişilerdir.
Bu itibarla, anne ve babaların sahibi oldukları malların tamamını yada bir kısmını çocuklarına bedelsiz olarak devir etmesi halinde anne ve babalar gelir vergisi yönünden herhangi bir vergiye tabi tutulmayacaklar. Ancak malları karşılıksız bir şekilde elde etmiş bulunan çocuklar veya çocuklarının eşleri bu mal edinimlerini ivazsız bir şekilde elde ettiklerinden veraset ve intikal vergisine tabi tutulması gerekmektedir. Dolayısıyla söz konusu intikallerin mükelleflerince bir beyanname ile ilgili vergi dairesine beyan edilip veraset ve intikal vergisinin ödeneceği tabiidir. Söz konusu veraset ve intikal vergisi oranları ise 2016 yılı için aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.
(47 Seri No'lu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Genel Tebliği ile
01.01.2016 tarihinden itibaren değişen tarife)(*)
Matrah
Verginin Oranı (%)
Veraset Yoluyla
İntikallerde
İvazsız
İntikallerde
İlk                           210.000 TL için
1
10
Sonra gelen             500.000 TL için
3
15
Sonra gelen          1.110.000 TL için
5
20
Sonra gelen          2.000.000 TL için
7
25
Matrahın            3.820.000 TL’yi aşan bölümü için
10
30
Bir şahsa ana, baba eş ve çocuklarından (evlatlıktan evlat edinenlere yapılan ivazsız intikaller hariç) 
ivazsız mal intikali halinde vergi, ivazsız intikallere ilişkin tarifede yeralan oranların yarısı 
uygulanarak hesaplanır.
           

17 Haziran 2016 Cuma

ORTAK OLUNAN TİCARİ TAKSİ PLAKASINA AİT HİSSE SATIŞININ GELİR VERGİSİ VE KATMA DEĞER VERGİSİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

I-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Değer Artışı Kazançları" başlıklı mükerrer 80 inci maddesinde,
"Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.
            ...
            4. Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar.
            ...
Bu maddede geçen "elden çıkarma" deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.
Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, 2016 takvim yılı için 11.000.TL. Türk Lirası gelir vergisinden müstesnadır." 
hükmü yer almaktadır.
Buna göre, söz konusu adi ortaklıktaki hissesini devreden kişinin bu devir işlemi karşılığında elde ettiği kazancın değer artışı kazancı olarak değerlendirilmesi ve Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinde yazılı istisna tutarını (2016 yılı için 11.000 TL.) aşması halinde, aşan tutarın yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
II-KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu, 2/1 maddesinde ise teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu hüküm altına alınmıştır.
KDV genel uygulama tebliğinin B.VERGİNİN UYGULANMASI İLE İLGİLİ ÇEŞİTLİ HUSUSLAR başlıklı bölümün 7.Adi Ortaklıklarda Vergilendirme alt başlıklı bölümünde;
"KDV uygulamasında adi ortaklıklar, bağımsız işletme birimleri olarak ayrı vergi mükellefiyetine sahiptir. Buna göre; adi ortaklıklarca defter tutma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz gibi vergi ödevleri ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi mükellefiyetlerinin ortaklarından ayrı olarak yerine getirilmesi, ortaklığın KDV ile ilgili hesaplarının, ortakların varsa şahsi işletmelerindeki işlemlerden ayrı yapılması gerekir.
Adi ortaklıklarda, ortaklığın sona ermesi sonucunu doğurmayan hisse devri işlemleri KDV’ye tabi değildir. Ortaklığın sona ermesi sonucunu doğuran devir işlemlerinde ise vergi uygulanır.
Buna göre bir adi ortaklıkta, ortaklardan biri veya birkaçının hisselerini diğer ortaklara veya üçüncü şahıslara devretmesi, bu şekilde ortaklıktan bazı ortakların ayrılması veya ortaklığa yeni ortakların alınması halinde, mevcut adi ortaklık, ortak sayısındaki değişiklik dışında aynen devam ediyorsa, bu hisse devri işlemlerinde vergi uygulanmaz.
...açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre, taksi ile yolcu taşımacılığı faaliyetinden dolayı mükellefiyet kaydı bulunan kişilerin plakaya ait hisse devir işlemleri sonucu ortaklıkları sona ermiyorsa yani ellerinde satış işlemi sonrasında halen hisseleri bulunuyorsa devir işlemi katma değer vergisine tabi tutulmayacaktır. Ancak söz konusu hisse devri ile kişilerin artık ortaklıkta herhangi bir pay sahipliği kalmıyorsa anılan devir işlemi katma değer vergisine tabi tutulacaktır.

KOSGEB DEN ALINAN HİBE VE DESTEKLER VERGİYE TABİ MİDİR?

KOSGEB Destek Programları Yönetmeliği Girişimcilik Proje Destek programı çerçevesinde desteklenmesine karar verilen, kuruluş giderleri, ofis makine ve techizatı, ofis mobilya ve gereçleri ile üretimde kullanılacak bazı makinaların alımında KOSGEB den sağlanan destek ve hibenin vergilendirilip vergilendirilemeyeceği hususu aşağıda etraflıca irdelenmiştir;
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sinai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmış olup, aynı Kanunun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında ise; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
             1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
             2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmüne yer verilmiştir.
Yine aynı Kanunun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin ticari kazancın tespitinde gider olarak indirileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümlere göre, KOSGEB' den alınan hibe destek tutarlarının Şirketlerin ticari kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, söz konusu destek tutarı ile ilgili yapılan harcamalarınsa niteliğine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacağı tabiidir.
            

16 Haziran 2016 Perşembe

HANGİ ŞİRKETLER 3 YIL BOYUNCA 225.000 TL LİK VERGİ TEŞVİKİNDEN YARARLANABİLİR?

1-TEŞVİK KAPSAMI

İlk defa gelir vergisi mükellefi olan ve 29 yaşını doldurmamış gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları yıldan itibaren 3 vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri kazançların her bir dönem için 75.000 TL’si gelir vergisinden istisna edilmesidir.

2-KİMLER YARARLANABİLİR

Bu teşvikden aşağıdaki şartları sağlayan ticari, zirai veya mesleki faaliyet sebebiyle ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti açılan ve 29 yaşını doldurmamış olan girişimciler yararlanabilir.

- İşe başlamalarını yasal süresi içerisinde ilgili mercilere bildirmiş olmak,
- Kendi iş yerlerinde bilfiil çalışıyor olmaları veya işin sevk ve idaresini yürütüyor olmak İşe başlama bildirim süresinin belirlenmesinde Vergi Usul Kanunu’nun 168. maddesinde yer alan düzenlemeler dikkate alınır. İş yerinde yardımcı çalıştırmak, mükellefin iş yerinde bilfiil çalışması şartını bozmaz. Ayrıca mükelleflerin seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk, hükümlülük halleri sebebiyle iş yerinde geçici olarak bulunamadıkları durumlar istisnadan yararlanmalarına engel değildir

3-TEŞVİKTEN YARARLANMA SÜRESİ

Teşvikten, ilk defa gelir vergisi mükellefiyetinin tesis olunduğu dönemden başlamak üzere üç vergilendirme dönemi boyunca yararlanabilirsiniz.

4- HANGİ ŞİRKET TÜRLERİ TEŞVİKTEN YARARLANIR

Adi ortaklık ve şahıs şirketlerinde tüm ortaklar, işe başlama tarihi itibarıyla yukarıda bahsettiğimiz şartları sağlamaları durumunda teşvikten yararlanabilirler. Ancak Anonim, Limited gibi sermaye şirketi kurulması yoluyla faaliyete başlayanlar istisnadan yararlanamazlar.

5-TEŞVİKTEN KİMLER YARARLANAMAZ?

- Mevcut bir işletmeye sonradan ortak olanlar,
- Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması haricinde; faaliyeti durmuş olan veya devam eden bir işletmeyi eş veya 3. Derece akrabalar tarafından devralanlar,
- İş yerinde bilfiil çalışmayanlar veya işin sevk ve idaresini yürütmeyenler,
- Faaliyete başladığını yasal süresi içinde bildirmeyenler,

- Dar mükellefler

BİR PROJENİZ Mİ VAR? ŞİRKET Mİ KURMAK İSTİYORSUNUZ? ŞİRKET KURMA MALİYETİ NE KADARDIR?


Kendi işinizi kurmak mı istiyorsunuz? Nereden ve nasıl başlayacağınızı bilemiyor musunuz? Şirket sahibi olunca neler yapmanız gerekli? Aşağıdaki sunum size az da olsa deneyim sahibi olmadığınız bir alanda perspektif sağlayacaktır.

1- ŞİRKET KURULURKEN FİZİKİ OLARAK BİR İŞ YERİ AÇMAK GEREKLİ Mİ?

Fiziki olarak iş yeri açma zorunluluğu yapılacak faaliyetin kapsamına göre farklılık gösterir. Belli iş kollarında fiziki olarak bir iş yeri açma zorunluluğu vardır (bankacılık, aracı kuruluş, sigorta acentesi…vb). Elektronik ortamda internet üzerinden yapılacak olan ticaret için fiziki olarak bir iş yeri açılması zorunluluğu bulunmamaktadır. İş yeri adresi olarak evinizi home ofis şeklinde iş yeri adresi olarak gösterebilmeniz mümkündür.

2- HANGİ TİPTE ŞİRKET KURMALISINIZ? ANONİM ŞİRKET Mİ? LİMİTED ŞİRKET Mİ? ŞAHIS ŞİRKETİ Mİ?

Kurulacak şirketin türüne, gerçekleştirilebilecek iş hacmi potansiyeliniz dikkate alınarak karar verilmelidir. Kuruluş dönemi düşük iş hacmi tahmin edilen durumlarda kuruluş maliyetleri ve vergilendirme esasları bakımından şahıs şirketi kurmanız sizler için daha avantajlı olacaktır. Şahıs şirketlerinde gelir artan oranlı vergilendirmeye tabi tutulmaktadır bu oranlar sırası ile %15, %20, %27 ve %35 olarak belirlenmiştir. Yani geliriniz ne kadar artar ise ödeyeceğiniz vergide Kanunlarla belirlenen oran dahilinde artacaktır. 

Kuruluş aşamasına müteakiben beklenen kazancınız, Kanunlarla belirlenen oran dahilinde yüksek oranlı bölümlere denk geldiği durumda ise vergi oranı açısından, sermaye şirketi kurmak yani anonim şirket yada limited şirket kurmak sizin için daha uygun olur. Söz konusu sermaye şirketlerinde yani anonim ve limited şirketlerinde gelir Türk Vergi Sisteminde sabit bir oran üzerinden yani % 20 olarak vergilendirilmektedir. Özetle kazancınız ne olursa olsun vergilendirilme oranınız %20 olacaktır.

3- ŞİRKET NASIL KURULUR?

Şirketi kurmak için ne yapmalısınız? Sermaye ya da şahıs şirket kuruluş süreçlerini Mali Müşavir unvanına sahip biri ile birlikte yürütmeniz gerekmektedir. Şirket kuruluşu için gerekli belgelerin hazırlanması, çeşitli kontrat ve sözleşmelerin yapılması, vergi mükellefiyetinin tesis ettirilmesi ve daha sonrasında mükellefiyetinize ait çeşitli beyannamelerin bildirilmesi ve de işyeri bildirimleri gibi işlemleri Mali Müşavir aracılığıyla hatasız bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz.

4- ŞİRKET NE KADAR SÜREDE KURULUR?

Her ne kadar kamuoyunda T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Merkezi Sicil Kayıt Sistemi üzerinden ilgili veri girişleri yapılarak şirket kuruluş işlemi anında gerçekleşiyor denilse de söz konusu sistem üzerinden kuruluş işlemine müteakip elektronik ortamda size verilen kayıt numarası ile sırası ile noter işlemleri, ticaret sicil kayıt, ilan ve tescil işlemleri, tekrar noter işlemleri, vergi dairesi bildirim işlemleri, yoklama işlemleri gibi süreçleri bitirmeniz ilan süreleri ve ilgili vergi dairesi personelinin yoğunluk durumu ile birlikte şirket kuruluş süreci yaklaşık olarak 7-10 gün arasında bir süre almaktadır.

5- ŞİRKET KURMA MALİYETLERİ? 


Şirket kurma maliyetleri kurulacak olan şirket türüne göre değişiklik arz etmektedir. Şirket kuruluşu için kuruluşu gerçekleştirecek olan kişinin hizmet maliyetleri hariç; Şahıs şirketi kuruluş işlemleri 2016 senesi için yaklaşık olarak 1.000 TL dir. Anonim ve limited şirket kurma maliyeti ise yaklaşık olarak 2016 senesi için 3.500 TL civarında gerçekleşmektedir. 

Konu ile ilgili daha detaylı bilgi alabilmek için lütfen bizimle irtibata geçiniz.
0 505 458 60 75

14 Haziran 2016 Salı

SOSYAL MEDYADA ŞİRKET VEYA ÜRÜN TANITIMI AMACIYLA YAPILAN VE BİR YILDAN FAZLA KULLANILACAK OLAN REKLAM FİLMLERİNİN GİDERLEŞTİRİLMESİ

Şirketlerin, şirket veya ürün tanıtımı amacıyla yaptırdığı ve bir yıldan fazla kullanılabilecek olması nedeniyle etkilerinin birden fazla yıla yayılması mümkün olan reklam filmleri için yapılan harcamaların giderleştirilmesi amortisman ayırmak suretiyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5024 sayılı Kanunla değişik 315 inci maddesinde; "Mükellefler amortismana tâbi iktisadî kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilân edeceği oranlar üzerinden itfa ederler. İlân edilecek oranların tespitinde iktisadî kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınır." hükmü yer almaktadır.
Amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak "Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" 339, 365, 389, 399, 406, 418 ve 439 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki liste ile açıklanmıştır.
Buna göre, şirket veya ürün tanıtımı amacıyla yapılan ve bir yıldan fazla kullanılabilecek olması nedeniyle etkileri birden fazla yıla yayılan reklam filmlerinin, 333 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ekinde yer alan listenin "44.Medya ve iletişim hizmetleri" başlıklı bölümünün, "44.9.Filmler ve Kasetler" başlıklı ayırımının, "44.9.1 Filmler" başlıklı alt ayırımına göre faydalı ömrünün 2 yıl,  amortisman oranının ise 1. Yıl %60, 2.Yıl %40 olarak uygulanması gerekmektedir.

İNTERNET ÜZERİNDEN VERİLEN VE SÜREKLİLİK ARZ EDEN HİZMETLERDE FATURA DÜZENLEME SÜRESİ 7 GÜN MÜDÜR?

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; "Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.", 231/5 inci maddesinde ise; "Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır." hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyetleri çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu,
10/a maddesinde, malın teslimi veya hizmetin yapılmasıyla,
10/b maddesinde, malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesiyle,
10/c maddesinde kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizmetin yapılmasıyla; vergiyi doğuran olayın meydana geleceği
hükme bağlanmıştır.
İnternet üzerinden Şirketlerin vermiş olduğu reklam hizmetlerinde her bir hizmetin yapılması ile vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir. Dolayısıyla aylık vergilendirme dönemlerine göre beyan edilen KDV sisteminde bir vergilendirme dönemi içinde gerçekleşen vergiye tabi tüm işlemlerin o ay içerisinde beyan edilmesi ve bu beyan sırasında da her bir işlem açısından vergiyi doğuran olayın dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, şirketlerin işlem bazlı hizmetleri dışında abonelik sözleşmesi vb. yöntemlerle süreklilik arz edecek şekilde birden fazla vergilendirme dönemine sirayet eden hizmetler vermesi ve bu hizmetlerin kısımlara ayrılması halinde her bir kısmın ifasıyla vergiyi doğuran olay meydana geleceğinden, vergilendirme dönemleri itibariyle ifa edilen kısma isabet eden hizmet bedeli üzerinden hesaplanan KDV'nin, bu döneme ait KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Buna göre şirketlerin işlem bazlı hizmetleri için işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde fatura düzenlemesi gerekmektedir. İşlem bazlı hizmetlerin dışında abonelik sözleşmesi vb. yöntemlerle süreklilik arz edecek şekilde birden fazla vergilendirme dönemine sirayet eden hizmetler verilmesi durumunda faturanın ayı geçmemek üzere ay sonunda düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.
              

75.000 TL LİK KAZANCA VERGİ İSTİSNASI

Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının 75.000 Türk lirasına kadar olan kısmı, aşağıdaki şartlarla gelir vergisinden müstesnadır.
1. İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmiş olması,
2. Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi (Çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırmak ya da seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak işinde bilfiil çalışmamak bu şartı bozmaz.),
3. Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması hâlinde tüm ortakların işe başlama tarihi itibarıyla bu maddedeki şartları taşıması,
4. Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hâli hariç olmak üzere, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması,
5. Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması.

EVLERDE YAPILAN YEMEK, PASTA...vb ÜRÜNLERİN İNTERNET ÜZERİNDEN SATILMASI HALİNDE ESNAF MUAFLIĞINDAN YARARLANABİLME VE VERGİLENDİRİLME ŞARTLARI

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinde vergiden muaf esnafa ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, kimlerin esnaf muaflığından faydalanacakları da maddede bentler halinde sayılmıştır.
Aynı maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, "Motorlu nakil vasıtaları kullanmamak şartı ile gezici olarak veya bir iş yeri açmaksızın perakende ticaret ile iştigal edenlerin (Giyim eşyalarıyla zati ve süs eşyaları, değeri yüksek olan ev eşyaları ile pazar takibi suretiyle gıda, bakkaliye ve temizlik maddelerini ve sabit iş yerlerinin önünde sergi açmak suretiyle o iş yerlerinde satışı yapılan aynı neviden malları satanlar hariç)." hükmü yer almakta olup, maddenin mülga ikinci fıkrasından sonra gelen üçüncü fıkrasında, ticarî, ziraî veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usulde Gelir Vergisine tâbi olanlar ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık arz edecek şekilde yapanların esnaf muaflığından faydalanamayacakları açıklanmış, son fıkrasında da "Bu muaflığın Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle kesilen vergiye şümulü yoktur." denilmiştir.
Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar ile tevkifata tabi tutulacak ödemeler belirtilmiş, 13 numaralı bendinde esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden (2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca) ;
            ...
  1. c) Diğer mal alımları için % 5,
            oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması hükme bağlanmıştır.  
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 156 ncı maddesinde, "Ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerdir." hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, mükelleflerin ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyetlerini yaptıkları yerlerin iş yeri özelliğini taşıyabilmesi için bu yerlerin "faaliyetin icrasına tahsis edilmesi" veya faaliyetin icra edildiği "yer" olma özelliğini taşıması gerekmektedir. Öte yandan, internet ya da benzer bir elektronik ortam veya alanın ticari veya mesleki faaliyete tahsis edilmesi veya bu faaliyetlerde kullanılması durumunda da bu yer iş yeri olarak kabul edilecektir.
Buna göre, evinizde yapacağınız yemeklerin satışını sabit bir iş yeri açmaksızın ve motorlu nakil vasıtaları kullanmaksızın gezici olarak yapmanız halinde, Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi uyarınca esnaf muaflığından yararlanmanız mümkün bulunmakta olup, söz konusu ürünlerinizin 94 üncü maddede sayılan kişi veya kuruluşlara satılması durumunda, bu satış karşılığında yapılacak ödemeler üzerinden anılan maddenin (13/c) bendi gereğince size yapılan ödemelerden %5 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır. Yani, esnaf muaflığı şartları taşıyorsanız gelir vergisinden muaf tutulacaksınız demektir. Ancak bu muaflığın size yapılacak olan ödemelerden stopaj kesilmesini engelleyen bir durumuda bulunmamaktadır.
Öte yandan, söz konusu yemeklerin satışının, bir iş yeri açılarak yapılması, internet üzerinden ya da internette bir blog veya site açılarak yapılması halinde esnaf muaflığından yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.Yani bu durumda gelir vergisi mükellefiyeti tesis ettirip gelir vergisi mükellefi olmak durumundasınız. 
           

İNTERNETTEKİ SOSYAL PAYLAŞIM SİTELERİ ÜZERİNDEN GERÇEKLEŞTİRİLEN REKLAMLARA YAPILAN ÖDEMELERİN VERGİLENDİRİLMESİ

 I-GELİR VE KURUMLAR VERGİLERİ AÇISINDAN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasıyla da safî kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanununun 8 inci maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.
Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiştir.
Ticari faaliyet bir tür emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup bir gerçek kişinin ticari kazanç açısından gelir vergisi mükellefi olması için faaliyetin ticari bir organizasyona bağlı olarak yürütülmesi ve devamlılık arz etmesi gerekmektedir.
Mezkur Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin, maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.
Buna göre, sahip oldukları sosyal medya hesaplarına ait sayfalarda ticari bir organizasyon içerisinde, devamlı olarak reklam hizmeti veren gerçek kişilerin ticari kazanç açısından gelir vergisi mükellefi olmaları gerekmektedir.
Öte yandan, söz konusu hizmetleri ticari organizasyon çerçevesinde ve devamlı olarak yürüten ya da yürütmeyen gerçek kişilere ait sosyal medya hesaplarına verilen reklamlar için sosyal paylaşımcılara yapılan ödemelerin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Ayrıca, yukarıda bahsedilen ödemeler, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan ödemelerden olmadığından gelir vergisi kesintisi yapılması söz konusu değildir.
II-KATMA DEĞER VERGİSİ AÇISINDAN:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, maddenin ikinci fıkrasında ise ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği,
1/3-f maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemlerinin KDV ye tabi olduğu,
9/1 inci maddesinde ise mükellefin Türkiye içinde ikametgahının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı'nın vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği
hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, reklam verme işlemlerinde KDV uygulamasına yönelik açıklamalara KDV Genel Uygulama Tebliğinin (I-C/2.1.2.4.) bölümünde yer verilmiştir.
Bu hükümler gereğince, internet üzerinden yapılan sözleşme kapsamında sosyal ağlar (..., ..., ... v.b) üzerinden reklam hizmetleri yapanların bu faaliyetlerinin, Gelir Vergisi Kanunu yönünden ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesi ve mükellefiyet tesis ettirilmesi halinde Kanunun 1/1 inci maddesi gereğince KDV ye tabi tutulacaktır.
III-VERGİ USUL KANUNU AÇISINDAN:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesine göre fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmıştır.
Mezkur Kanunun 231 inci maddesinin (5) numaralı bendinde ise faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232 nci maddesinde; birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için de fatura istemek ve almak zorunda oldukları hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanunun 234 üncü maddesi uyarınca, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçilerin vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir.
Bu itibarla, internette sosyal ağlar kullanılarak yapılan reklamlar için Şirketlerin anlaşma yaparak sosyal medya hesaplarında paylaşımda bulunan kişilerin ticari kazanç yönünden yukarıda sayılan Kanunlar karşısında vergi mükellefiyeti olması durumunda bu kişilerin reklamını yaptıkları Şirketler adına yedi gün içerisinde fatura düzenlenmesi; vergi mükellefiyetinin bulunmaması durumunda ise Şirketler tarafından bu kişilere gider pusulası düzenlenmesi gerekmektedir.